Savaş ve Açlar PDF İndir kitabı 2017 yılında basılmıştır.Kitap toplam olarak 376 sayfadan oluşmaktadır.Kitabın yazarı ise Hasan İzzettin Dinamo´dur.
Savaş ve Açlar ÖZET
Savaş ve Açlar PDF İndir, Tenzile, yine yarı çıplak aynanın karşısındaydı. Akzambak gibi ışık saçan bir teni, dal gibi ince, canlı bir vücudu vardı.Yer yer kararmış masa aynasının önünde kapkara saçlarının, apak yüzünün, zeytin gibi kara, çekik gözlerinin birer küçük topak tereyağı gibi dikilen memelerinin güzelliğini doymamacasına aç gözlüce seyrediyor, bunları her yönden iyice görmek için aynanın önünde dönüp duruyordu.
Aynaya gülücükler,öpücükler gönderiyor, dilini çıkarıyor, bir yandan da karakolun arka bahçesinde her zaman görmeye al ıştığı birini arıyordu .
Nedense Enver Paşa bıyıklı genç, yakışıklı polis, henüz görünürlerde yoktu. Böyle soyunuk olarak ona görünmek, kendisine onunla koyun koyuna yatıyormuşçasına tatlı geliyordu.
Sonra, kimi yerleri kırılmış aynayı küçük tahta masanın üsdi ‘nin dükkanı önünde belirdi . Yine kır atının üstünde, elinde gümüş savatlı kamçısı , uzun boyu, güzel kalıplanmış kırmızı fesi, mavi ceketi, yazlık ak pantolonuyla göz kamaştırarak ilerliyordu . Tenzile ‘ nin aynasında çakan gümüş şimşekler, onun sarışın yüzünü, mavimtırak yeşil gözlerini kamaştırdı.
Aynanın şimşekleri direterek onun yüzünü kovalıyordu. Tenzile ‘ye bu
serbestliği veren, Tahar Hanımların evinin hemen önünde yükselen yeşil ve kuru çalılıkların meydana getirdiği geniş çitin hemen ötesindeki ıssız sebze bahçeleri ve bostanlardı. Küçük, iki katlı tuğla evin pencereleri buraya bakıyor, sağ yanda ilerleyen ana caddeyi de kontrol ediyordu.
Vücudunun ak bir balık gibi yere doğru süzülen alt bölümüne daha büyük bir hırsla içi titre-yerek baktı . Kendisini sevilmeye, okşanmaya değer buldu. Göbeğinin altından sonraki yasak bölgede koyu renkli sevgi bitki
leri bitmeye başlamıştı.Aynanın karşısına geçip kendi güzelliğine bakan Tenzile, başını perdenin altından kaldırınca, Enver Paşa ile göz göze geldi.
Küçük pencerenin alt keten perdesini aralayarak onun görebileceği bir durum aldı . Odanın alacakaranlığını yırtan ikindi güneşi Tenzile ‘nin kımıltısız vücudunu bir fildişi Hint heykeli gibi ağartıyordu. Genç polis hoşnuttu. Küçük, kara bıyıklarını burarak bakıyordu.Tenzile bununla da yetinmeyerek elindeki değirmi küçük aynayı öğle güneşiyle doldurarak genç polisin yüzüne yansıttı.
Polis, gülerek gözlerini kaçırdı. Genç kızı biraz daha iyi göre bilmek için perdeyi biraz daha aralamasını elinin işaretiyle ona anlatmaya çalıştı. Tenzile, bunun üzerine perdeyi şimşek gibi bir açıp kapadı . Polis, bütün görebileceği güzel nesneleri gördü ve sendeler gibi oldu. Bu arada başka bir polis gelerek onu içeri çağırdı.
Ötede, Azime odanın kapısını gümbürdeterek Tenzile ‘den açmasını istiyor, O da: “Kız patladın mı, çamaşır değiştiriyorum” diyor, öbürü: “Ne çamaşır değiştirmesi? Bil iyorum senin ne yaptığını : Sokaktan gelip geçenlere ayna tutuyorsun. Vallahi anneme söyleyeceğim seni” diye yanıtlayarak kıracakmış gibi kapıyı dövüp duruyordu.
Tenzile, en sonra işin sarpa sardığını görerek çabucak giyindi. Yine de kapıyı açmadı :”Git başımdan alla sen, Azime, rahatımı bozma.” “Ne rahatıymış o kız? Sabahtan beri gözüne kestirdiğin erkeklere ayna tuttuğunu bilmiyor muyum sanıyorsun?”
Tenzile, kapıyı açmamakta diretiyor, bir yandan da elindeki aynayla caddeden geçmesini beklediği bir atlıyı kolluyordu.Atlı en sonra sebze bahçelerinin arasındaki tabakhaneden şehre inen çitlerle çevrili tozlu yolun sonunda, bakkal Osman Efen-